MUSA ERTUGAN'DAN 15 TEMMUZ AÇIKLAMASI

Ertugan açıklamasında; "Bu gün FETÖ terör örgütü tarafından Türk Milletine yapılan İhanetin 6. Kara Yılı. Bu kara günün anısına 15 Temmuz sonrası yaşadığım anılarımı ve şahit olduğum bazı konuları sizlerle paylaşmak istedim. 

 

15 Temmuz ile birlikte Meral Akşener’i siyasi rakip olarak görenler, haksız ithamlarla suçlayarak siyaset sahnesinden tasfiye etmek için harekete geçmişler İdari, kolluk ve yargı güçleri ile sindirmek ve yok etmek istemişlerdir.

 

Bu çabaları sadece Meral Akşener’e değil, etrafındaki kişilere de tevcih edilmiş ve yıldırma politikası uygulanmıştır.

 

Bu gelişmeler Meral Akşener’in etrafındakilerin dağılmasına ve yalnızlaşmasına yol açtığı o zor günlerde biz birlikte hareket ettiğimiz bir avuç insanla asla tereddüt göstermeden, sayın genel başkanımızın yanındaki pozisyonumuzu muhafaza ederek her türlü riski ve gelecek tehlikeleri göğüslemeye devam ettik. 

 

Bilhassa sayın genel başkanımızın ifadeleriyle de sabit olduğu üzre, kurucusu ve genel başkanı olduğum  MİLMAB (Milliyetçi Meslek Adamları Birliği) vasıtasıyla düzenlediğimiz 13 Ocak 2017 tarihinde yemekli toplantı ve  ertesi günü de yaptığımız konferansla o belirsiz ve karanlık günlerde bir umut ışığı olduk. 

 

Ve genel başkanımızın ifadesiyle “Bana Antalya’dan umut ve güç verdiniz. Bunu asla hatırımdan çıkarmayacağım” sözleriyle mutlulukların en büyüğünü yaşadık. 

 

Bundan sonra da kazandığımız şevk ve heyecanla Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde MİLMAB olarak yetki verdiğimiz arkadaşlarla sayın genel başkanımızın yanında güzel ve anlamlı organizasyonlara devam ederek Bütün engel ve tehditlere rağmen bu günlere ulaştık.


 
O zor günlerde birlikte hareket ettiğimiz tehlikelere göğüs gerdiğimiz bir avuç insanın cesaretini ve gözü karalığını hatırla bir kez daha yâd etmek isterim. 

 

O günlerde haksız suçlamalarla asıl sorumlu ve suçlular göz ardı edilerek yaratılan mağduriyetlerle ayrı bir toplumsal yaranın açılmasına sebep olunmuştur.

 

Bu bakımdan kanun hükmündeki kararnameler ile görevlerinden uzaklaştırılan ve yargılama sonucunda da suçsuzluğu anlaşılarak beraat eden insanların, hala suçlu muamelesi yapılarak ve hakları iade edilmeyerek açlığa mahkûm edilmesi de adeta aileleri ile birlikte cezalandırılmaları toplum vicdanında derin yaralar açmaktadır. 
Bu adaletsizliklerin biran önce giderilmesi de temennimizdir. 

 

O riskli günlerde herkesin ortadan kaybolduğu bir dönemde umudun dipsiz kuyularda yok olduğunun düşünüldüğü, umutsuzluğun herkesi sarmaladığı zamanda, umut ışığını taşıyan mücadelenin maddi ve manevi riskini göğüsleyen bir avuç insanın emek ve gayretiyle bu günlere ulaştık. 

 

Bütün yol arkadaşlarımı bu vesile ile şükranla bir kez daha yâd ederim. O günlerin bir daha yaşanmaması ve umutsuzlukların bir daha yeşermemesi için anılarımızın bir kısmını dile getirmek istedim. Bu vesile ile tereddüt etmeden canlarını feda eden kahraman şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Allah, Türk Milletine böyle kara günleri bir daha yaşatmasın." Dedi.